Girne’nin doğusunda Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yer alan bu ortaçağ manastırı eşsiz gotik mimarisi ve muhteşem manzarası ile ziyaretçilerini büyülemektedir. Dünyaca ünlü İngiliz yazar Lawrence Durell, 1953-1956 yılları arasında Bellapais köyünde yaşamış ve “Bitter Lemons” adlı eserini burada yazmıştır. Bellapais Manastırı’na olan hayranlığını sık sık dile getiren Lawrence Durell’in, manastırın bulunduğu bölgede yaşadığı evi de ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Altın Kumsal
Karpaz Yarımadası’nda 2 km boyunca uzanan muhteşem sahili ve masmavi sularıyla, Akdeniz’in en bakir sahillerindendir. Deniz kenarında kilometrelerce çıplak ayakla yürüyebileceğiniz gibi, Akdeniz’in berrak sularında serinleyebilirsiniz.
Beşparmak Tepesi
Beşparmak Dağları Kıbrıs’ta kuzey sahili boyunca denize paralel 160 km boyunca uzanmakta ve ismini de Girne’nin doğusunda yer alan Beşparmak Tepesi’nden almaktadır. Efsanelere konu olmuş Beşparmak Tepesi ile ilgili en yaygın efsane, bir kıza aşık olan iki delikanlının kız için gerçekleştirdikleri ölümcül düellodur. Düello sonunda hayatta kalabilen, kızı alacaktır. Düello sonunda delikanlılardan erdemli olan, çıkarcı olanı öldürüp bataklığa atmasına rağmen, yaraları nedeni ile kendisi de bataklığa gömülür ve sevdiği kıza uzanan eli bilek hizasında dışarıda kalır. İşte bu el zamanla büyüyüp taşlaşır ve Beşparmak Tepesi oluşur.
Soli Antik Kenti
Soli, Lefke kıyılarında yer alan bir antik kenttir. Kıbrıs’taki 10 krallıktan biri olan Soli şehri Arap Akınları sonucunda terk edilmiştir. Soli Antik Kenti içerisinde, Soli Bazilikası ve Tiyatrosu ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir. Bazilikanın, Kıbrıs’ ta inşa edilen ilk kiliselerden biri olduğu bilinmektedir.
Vouni Sarayı
Vouni Sarayı, Soli şehri üzerinde kontrolü sağlamak için M.Ö. 500 yıllarında inşa edildi ve M.Ö. 380 yılında çıkan bir yangınla yok olana kadar Soli Halkına yaşam alanı oldu. Merkez avlunun üç tarafını kapsayan toplam 137 odadan oluşan Saray Kompleksi, Soli Antik Kenti’nin doğusunda yüksek bir tepenin üzerinde yer almaktadır.
St. Mamas Kilisesi ve Manastırı
Söz konusu bina Güzelyurt’ta yer almaktadır. Manastıra ait kilise Bizans yapısıdır. St. Mamas hakkında birkaç hikaye olmakla birlikte, en yaygın görüş 12. yüzyılda Güzelyurt çevresinde yaşamış Hristiyan bir aziz olduğudur. Bina günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Derviş Paşa Konağı
19. yüzyılda yapılmış iki katlı konağın sahibi, Kıbrıs’ta ilk Türkçe gazetelerden “Zaman” gazetesini yayınlayan Derviş Paşa’dır. Konak, Lefkoşa surlariçinde tarihi çevre dokusunu en yoğun biçimde koruyan Arapahmet Mahallesi’nde bulunmaktadır. Konak, 1988’de Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Bufavento Kalesi
Bufavento Kalesi, Girne’nin doğusuna doğru, Beşparmak Dağları’nın tepesinde yer alır ve batıda St. Hilarion Kalesi ve doğuda Kantara Kalesi ile üç kalenin en yükseğidir. Bufavento olarak adlandırılmasının sebebi inşa edildiği dağın çok rüzgarlı oluşu ve Bufavento kelimesi tam anlamıyla Latince “Rüzgarlara Meydan Okuyan” anlamına geliyor. Kaleden güneye baktığınızda Lefkoşa’nın güzel panoramik manzarasıyla karşılaşacaksınız.
Hz. Ömer Tekkesi
Kıbrıs’ta Müslümanlar için önemli ziyaret ve adak yerlerinden biri olan Hz. Ömer Tekkesi, 7. ve 10. yüzyıl arasında gerçekleşen Arap Akınları dönemine tarihlenmektedir. Tekke, Girne’nin yaklaşık 4 km. doğusunda Çatalköy’ün kıyı şeridinde yer almaktadır.
Tarihi Girne Limanı
Girne’de ilk görülmesi gereken yerlerden biridir. At nalı şeklinde inşa edilmiş olan tarihi liman, şehir merkezindedir. Yakın tarihe kadar ticari amaçlar için kullanılan söz konusu liman, günümüzde rengarenk balıkçı tekneleri, limana demir atmış yatları, her zaman canlı olan kafe ve restoranları ile turistler için olduğu gibi, yerli halk için de vazgeçilmez uğrak yerlerinden biridir.
Salamis Antik Kenti
Gazimağusa’nın kuzeyinde, Bronz Çağı’nda kurulan Salamis Antik Kenti’nin kurucusunun Tefkros olduğuna inanılmaktadır. Salamis’teki en erken buluntular M.Ö. 11. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Kuzey Kıbrıs’taki en önemli ören yerlerinden biri olan Salamis Antik Kenti’nin büyük kısmı 1952-1974 yılları arasındaki kazılarla açığa çıkarılmıştır. Ören yerinde görülebilecek yapı kalıntılarının tamamı Roma Dönemi’ne aittir. Söz konusu yapılar gymnasium, forum, agora ve hamam gibi kamu yapılarıdır.
Selimiye Camisi (St. Sophia Katedrali)
Kıbrıs’taki en önemli Gotik mimari eserlerden olan Selimiye Camisi Lefkoşa kent merkezinde yer almaktadır. 1208 yılında yapımına başlanmış ve 1326 yılında ibadete açılmıştır. Lüzinyan krallarının taç giyme törenleri burada yapılmaktaydı. Söz konusu bina Osmanlılar tarafından çift minare eklenerek camiye çevrilmiştir. Bina, günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.
Tarihi Lefkoşa Evleri
Lefkoşa surlariçinin, Lüzinyan Dönemi’ne kadar uzanan köklü bir tarihi geçmişi vardır. Lefkoşa’nın özellikle Arabahmet ve Samanbahçe Mahalleleri, tek veya iki katlı cumbalı-cumbasız evleri, basık kemerli giriş kapıları, ahşap saçaklıkları ve dar sokakları ile ziyaretçilerini büyülemektedir.
Kantara Kalesi
Beşparmak Dağları üzerindeki üç kaleden en doğuda olanıdır. Deniz seviyesinden yaklaşık 700 metre yükseklikte kurulmuştur. Kuzey kıyıyı, Mesarya Ovası’ nı ve Karpaz Yarımadası’ nı kontrol edebilecek konumu ile stratejik bir kaledir. Bizanslılar tarafından inşa edildiği tahmin edilmekle birlikte, yazılı kaynaklarda ilk kez Aslan Yürekli Richard’ın Kıbrıs’ı ele geçirdiği 1191 yılında konu edilmektedir.
Othello Kalesi
Lüzinyanlar tarafından 14. yüzyılda inşa edilen Othello Kalesi’nin ana girişi üzerinde St. Mark Aslan’ın kabartmasını taşımaktadır. Kale, İngiliz Sömürge döneminde şimdiki adıyla tanınmaya başladı. Shakespeare’in ünlü oyununun bir kısmı Kıbrıs’ın liman kentlerinden birinde yer aldı ve bu nedenle kalenin adı oyunun kahramanı adı oldu.
Namık Kemal Zindanı
Hücrenin kapısı saray avlusuna açılıyor. Dikdörtgen şekilli oda en üst kattadır. Namık Kemal, 5 Nisan 1873’te “Vatan yahut Silistre” (anavatan) “İstanbul Gedik Paşa Tiyatrosu” nda oynandıktan sonra 9 Nisan 1873’te Kuzey Kıbrıs’a sürüldü. Başlangıçta zindanda yere kilitlendi. fakat daha sonra Kıbrıs Valisi Veyis Paşa tarafından üst katta yaşama izni verildi. Daha sonra 3 Haziran 1876’da Sultan V Murat tarafından affedildi ve İstanbul’a döndü. Hem Namık Kemak Zindanının restorasyonu hem de çevre düzenlemesi 1993 yılında Antikalar ve müze bölümü araştırma ve restorasyon ofisi tarafından halka açılmadan önce gerçekleştirildi.
Lala Mustafa Paşa Camisi (St. Nicholas Katedrali) ve Cümbez Ağacı
Lüzinyan döneminde, 1298-1312 yılları arasında inşa edilen yapı, tüm Akdeniz coğrafyasının en güzel gotik yapılarındandır. Lüzinyan kralları, önce Lefkoşa’da St. Sophia Katedrali’nde Kıbrıs Kralı, sonra da Gazimağusa’da St. Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taç giyerdi. Bina 1571 yılında Osmanlılar tarafından bir minare eklenmek suretiyle camiye çevrilmiş ve ibadete açılmıştır. Katedralin giriş bölümünde yer alan tarihi cümbez ağacı (Ficus Sycomorus), adadaki en yaşlı ağaçtır. Katedralin inşaatına başlandığı 1298 yılında dikilen tarihi ağaç, 15 metre boyunda ve yaklaşık 5 metre genişliğindedir.
Girne Kapısı
Venedikliler Dönemi’nde, Lefkoşa’yı savunabilmek için kent çevresinde inşa edilen savunma duvarları üzerindeki 3 kapıdan kuzeyde olanıdır. Ünlü Venedikli Mimar Proveditore Francesco Barbaro’nun adına atfen ‘Del Proveditore Kapısı’ olarak da bilinen kapı, Osmanlılar tarafından 1821’de onarılarak üzerine kubbeli oda eklenmiştir. Halen Turist Enformasyon Ofisi olarak faaliyet göstermektedir.
Girne Kalesi ve Batık Gemi Müzesi
Girne’nin sembolü olan Girne Kalesi, Kıbrıs’taki en görkemli tarihi yapılardan biridir. Kareye yakın bir plana sahip olan kale, bugünkü biçimine ulaşıncaya kadar pek çok değişiklik geçirmiştir. Günümüzde bir çok müzeye de ev sahipliği yapan Girne Kalesi, özellikle Batık Gemi Müzesi ile dikkat çekmektedir. M.Ö. 3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen geminin dünyada şu ana kadar keşfedilen en eski ticaret gemisi batıklarından biri olduğu düşünülmektedir.
St. Hilarion Kalesi
Beşparmak Dağları üzerinde kurulan üç kaleden biri olup, en batıda yer almaktadır. Deniz seviyesinden 700 m yükseklikte yer alan kaleye 10. yüzyılda bir manastır ve kilise de eklenmiştir. Kale bugünkü ismini Kudüs’ ten Kıbrıs’a göç eden ve ömrünün son yıllarını burada ibadet ederek geçiren bir azizden almıştır. St. Hilarion Kalesi’ nin, ünlü film yapımcısı Walt Disney’ i de etkilediğine inanılmaktadır. Walt Disney’in, “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’ isimli çizgi filminde de, mekan olarak St. Hilarion’u canlandırdığına inanılmaktadır.
Büyük Han
Sadece Lefkoşa değil, adadaki en önemli Osmanlı Dönemi eseridir. 1572-1579 tarihleri arasında Bursa’daki Koza Han örnek alınarak, kareplan şeklinde, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Toplam 68 odası bulunan hanın, alt kat odaları ticarethane, üst kat odaları ise otel olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde ise sanatsal ve turistik ürünlerin satışa sunulduğu bir gezi ve eğlence merkezidir.
St. Barnabas Manastırı ve İkon Müzesi
Gazimağusa-Salamis Antik Kenti’nin batısında yer alan manastır, Salamis kentinde Yahudi bir ailenin çocuğu olan ve eğitim için gittiği Kudüs’te Hristiyanlığı kabul edip, St. Paul ile birlikte adada Hristiyanlığı yayan Aziz St. Barnabas anısına inşa edilmiştir. Manastır, kilise, avlu, manastır odaları ve St. Barnabas’ın mezarının bulunduğu şapelden meydana gelmiştir. Bina günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
The Mevlevi Tekke
Lefkoşa’da Girne Kapısı’nın güneyinde yer alan Mevlevi Tekke Müzesi, Kıbrıs’ın en önemli tarihi ve mimari yapılarındandır. Mevleviliğin Osmanlı İdaresi ile birlikte, Kıbrıs’a geldiği tahmin edilmektedir. Halen müze olarak faaliyet gösteren Mevlevi Tekkesi’nde Mevlevi ileri gelenlerine ait 16 mezar da bulunmaktadır.